🐟 Bir Değirmendir Bu Dünya Sözleri

Cahit Zarifoğlu’nun Bir Değirmendir Bu Dünya Kitabından 20 Alıntı. ile izdiham. 1. Güneş birden bire kara bulutun ucundan, baskıya karşı bir baş kaldırıyı hatırlatarak saçını çıkartıyor. Şimdi bakıyoruz ve tutunacağımız ipi, boyanacağımız boyayı ve alnımızı koyacağımız temiz yeryüzünü görüveriyoruz. Dünyada Misafirsin. Bu Dünya’da misafirsin. Elbet birgün gideceksin. Bu Dünya’da misafirsin. Elbet birgün gideceksin. Ol Mevla’nın huzuruna. Sende hesap vereceksin. Ol Mevla’nın huzuruna. Sende hesap vereceksin. CAHİT ZARİFOĞLU SÖZLERİ Bir değirmendir bu dünya, öğütür bir gün bizi.ah şu yalnızlık kemik gibi ne yana dönsen batar. Çekip ağlasam mı odaya Acaba. Acaba mıyım yoksa ben Denemeler:Bir Değirmendir Bu Dünya (1987),Zengin Hayaller Peşinde (2006) Vefat yıl dönümünde eserlerinden bir derleme oluşturduk Cahit Zarifoğlu Sözleri. Kitap, zekayı kibarlaştırır. Her fikrin karşılığı bir duygu vardır. Düştümse sana bakarken düştüm. Cahit Zarifoğlu sözleri, Cahit Zarifoğlu aşk sözleri, Cahit Zarifoğlu yaşamak sözleri nelerdir? Bir Değirmendir Bu Dünya. Zengin Hayaller Peşinde. Tiyatro: Sütçü İmam Gaziantep Yeni Dünya Vakfı Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurdu webmaster 2020-08-26T20:43:56+03:00 Gaziantep Yeni Dünya Vakfı Yükseköğretim Erkek Öğrenci Yurdu Emniyetevler Kağıthane Yükseköğretim Kız Öğrenci Yurdu Yeni Dunya Vakfi 2022-07-05T10:36:08+03:00 Gider(Dünya Değirmendir) türkü sözlerini okuyabilirsiniz. Aşık Şeref Taşlıova diğer türküleri de Turku Yurdu sitesinde. Türkü Yurdu Türkiyenin en büyük türkü dostları sitesidir. x3kM. [Arama Yap] - [Ana Sayfa][M] > [Metin Şentürk Şarkı Sözleri] > Ey Gidi Koca Dünya Şarkı Sözü Şarkıcı İsmiŞarkı İsmi Sponsored Links Albüm AdıKalpten KalbeDüzeltenfeluciaEklendi 222200 Şarkı Ekle Hata Düzelt Dünya handır han içinde Yaşar o ruh can içinde Rüya gibi gelir geçer İnsanoğlu gam içinde Dertli ağlar dertsiz ağlar dünya içinde Hey gidi gidi Koca dünya Gam yükü müsün Söyle fani dünya söyle Dert küpü müsün [ reklamı gizle / hide ads ]Dünya döner değirmendir İnsan içinde çavdardır Bu gün gelir yarın gider Dolup boşalan bir handır Dertli ağlar dertsiz ağlar dünya içinde Hey gidi gidi Koca dünya Gam yükü müsün Söyle fani dünya söyle Dert küpü müsünreport this ad Şarkı Ekle Hata Düzelt© 2003-2022 Her Hakkı Saklıdır. Dünya değirmendir insanlar tahıl Ekilir biçilir un olur gider Cesedi gezdirir baştaki akıl Bire saygı duyan bin olur gider Her insanda ayrı ayrı hal vardır Çiçek sarı üzerinde bal vardır Önümüzde gidilecek yol vardır Ömür bitiminde sal olur gider Şeref der ki iki düşün bir söyle Elinden geldikçe insanlık eyle Bu dünyanın işi böyledir böyle Kimi fakir kimi han olur gider Aşık Şeref Taşlıova – Çıldır TwitterFacebookWhatsAppGoogle+BufferLinkedInPin It Hayat, bir mücadeleden seveni de, sevmeyeni de engelleyicisi de, destekleyicisi de vardır. Herkesin önündeki dikenleri temizleyenleri olduğu gibi; önüne cehennem çukurları kazanları da kötüler kadar, iyilerle de da bitkiler gibi; can veren, dirilten, şifa olan bitkiler de bizi dengeli, akıllı olmaya değirmen olan dünya, öğütüyor hayat denen ince delikli elek, kimse bu sınavdan muaf akıl, zekâ, yetenek değil insanı ayakta tutan. Ardında birilerinin’ olması, hiç değil. Bunlarla birlikte, kim zamanın ruhuna uygun’ hareket ediyorsa, ayakta ruhu, zamanın akıp gittiği güçlü, dostların zayıf yoksul, öksüz, kimsesiz de ruhunu görmüş, yakalamış ve hayat denilen ırmağa, bu ruhla birlikte dalmışsan, ruhu nedir, nerededir, diye sorma. Onu sen bulacaksın sadece bu konuda, ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİİskitler Endüstri Meslek Lisesi büyük bir bine yakın öğrencisi, yüz elli altı öğretmeni atölyeler, derslikler oldukça geniş bir alana yayılmış yıllarda, mesleki eğitime ciddi bir yönelme ortaöğretim öğrencilerinin yarıya yakını meslek liselerinde kadar kalabalık okul, başka ülkelerde pek Endüstri Meslek Lisesinin 1. Bilim Fuarının açılışına önce öğretmenlerle bir araya gelerek, eğitime ilişkin düşüncelerimizi paylaşma olanağı kendilerini okullarına adamış işin bir ucundan tutmuş. Herkes, bir şeyler üretmenin, ortaya koymanın heyecanı aşka dönüştürmüş insanların başaramayacağı şey Müdürü Adem Solmaz, güler yüzlü ve pozitif bir eğitimci, bir dönük, iletişime desteğiyle gerçekleştirilen fuarda öğrencilerin, buluşlarını, eserlerini, projelerini öyle bir anlatışları var ki, heyecan ve mutlulukları; bizim için büyük bir umut neler başarabileceğini tüm velilerimizin görmesini daha çok gurur duyacaklarından SÖZÜ“10 milyon çocuğumuza tablet bilgisayar dağıtıyoruz. Önümüzdeki ay içerisinde onun ihalesine de çıkıyoruz. 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar, bu ihalede de temel şartımız, bunun belli bir zaman içerisinde yerli üretime dayandırılmasıdır.”Nabi AVCIMilli Eğitim BakanıLEYLA TURGUT LİSESİOkul iklimini oluşturanlar, okulun lider konumundaki okulu, istediği yöne çeker, Turgut Lisesi’nde liderlik yapanlar, okulun, sanat-edebiyat alanında diri, canlı durmasını sağlıyor.Şiirden Damlalar’ temalı toplantıyı da bu amaçla okulun dış kapısından adımınızı attığınızda, okulun genel durumu hakkında bir kanaatiniz kanaat, şiirden damlaların döküldüğü salonda da sahnede, şiirin, şairin kendisi de, şiirden bir damla Fazıl’dan, Nazım Hikmet’e; Erdem Bayazıt’tan, Cemal Süreya’ya bütün şairleri buluyorsunuz iklimi, öğrencilerin gelecekle ilişkisini güzel SALONU, SPORCUYLA DOLDUÖzel Hayat Okulları’nın düzenlediği “Altınşah Satranç Turnuvası”na, 66 il ve KKTC’den, tam 2 bin 200 öğrenci Spor Salonu’na, sıra sıra dizilen masalara, öğrenciler karşılıklı olarak dizilerek, verilen startla oyuna bu kadar büyük bir maç organizasyonu, Ankara’da ilk kez oluyordu ve görülmeye anda genç beyin, aklını, düşüncesini, gönlünü ortaya koyuyor ve hayatın bir yarış olduğu bilincine doğru koşuyordu. Hayat, bir satranç çocuklar şanslı. Bunun böyle olduğunu da, 7-14 yaşlarındayken Satranç Federasyonu’nun destek verdiği organizasyona, Makro Marketler de sponsor çocukların yakınları, büyük salonu hınca hınç doldurmuşlar; bu hayat oyununda, çocuklarının yapacakları hamleleri merak olmak önemli değil; önemli olan pes MODELİGüdül İlçe Halk Kütüphanesi, eskimiş, yıpranmış, sıvaları dökülmüş; kütüphane memuru da olmayınca, kapıları dokuz bin civarında kitap durum, ilçenin genç kaymakamının içine Milli Eğitim Müdürüyle oturmuşlar, bu duruma bir çözüm ilçedeki okullara ne vakit kapısını açacak duruma gelirse, yeniden yerine konmak üzere, kitaplar öğrencilerin hizmetine oranı fırsata bir olaydan, büyük dersler çıkarılabilir. Error 522 Ray ID 73878866e8d2b954 • 2022-08-10 085930 UTC AmsterdamCloudflare Working What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 73878866e8d2b954 • Your IP • Performance & security by Cloudflare Sözleri ve müziği Tuğrul Dağcı'ya ait, güzel, güzel olduğu kadar anlamlı bir şarkı var “Dünya dönüyor sen ne dersen de/ Yıllar geçiyor fark etmesen de.” Şarkı, ilk defa, 1973 yılında, genç sanatçı Nilüfer tarafından seslendirildi. O duru sesin yankısı müzik atmosferinde kulakların ve gönüllerin pasını silmeye devam haftaların birinde, site refikimiz muhterem Serdar Özmilli Hoca’m bir yazısında “hareket” için “Kâinatın bütününde karşımıza çıkan bir realitedir.” tespitinde bulunmuş, “gök cisimlerinden atomun bünyesindeki parçacıklara, okyanustaki sulardan semadaki bulutlara, dağlardan yuvarlanan kayalardan taşlardan çöllerde uçuşan kum taneciklerine, bitkilerden hayvanlara, iş makinelerinden taşıt araçlarına kadar hemen her varlığın hareketinden söz edilebileceğini” ifade etmişti…Mübarek Ramazan ayının, manevi havanın zirveye ulaştığı günlerin gelmesiyle birlikte zihnime hücum eden bir düşünce hareketliliği söz konusu. Bu hareketlilik beni, hareket kelimesi üzerine düşünmeye sevk boşluk tanımaz; duran çürümeye, yok olmaya talip olmuş demektir. Onun için daima hareket etmek, duru kalmak için sürekli akmak gerek. Hareket etmek, akmak ama neye, nereye ve nasıl? Hareket için hareket, akmak için akmak çözüm değil elbette. Bir anlamı olmalı yapılan işin, yapılan iş, bir değer katmalı bütün aksiyon, devinimHareket, aksiyon, devinim güzel kelimeler bunlar. “Hareket”, “bir şeyin, bir nesnenin bütününün veya bir kısmının yerini, konumunu yâhut durumunu değiştirmesi, kımıldama, kımıldanma” anlamına gelen, Arapça kökenli bir kelimedir. Benzer bir kelime olan “aksiyon” da “etki ve değişiklik yapabilen fiil, eylem, düşünce, hareket ve iş” anlamıyla kullandığımız, Latince asıllı Fransızca kökenli bir başka kelime. Her iki kelimenin ortak ve odak noktası hareket. Kelimenin öz Türkçe karşılığı olarak “devinim” türetilmiş. Ama kelimelerin anlam katmanları ve çağrışım atmosferleri hiçbir zaman birbirinin aynı derinlik ve yükseklikte “Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım” anlamıyla da hayatımızda yer alır İyilik hareketi, adalet hareketi, insani hareket, Garip Hareketi, vb. Hareket kelimesinin dilimizde on farklı anlamı var, diğer anlamlarını sözlüklere havale edip ve hareketHareket kelimesini anar anmaz, gerçek aydınlarımızdan -münevverlerimizden mi deseydim- Nurettin Topçu’yu ve onun da bu konuda ilham aldığı Maurice Blondel’i anmadan, aklımızın en mutena köşesine konuk etmeden geçmek olmazdı. Topçu ve Hareket Felsefesi başlıklı yazısında A. Osman Gündoğan, “Blondel’in Hareket Felsefesiyle yapmak istediği, insanın tabiî olarak yöneldiği tabiat-üstüne ruhun bir faaliyetiyle ulaşmak ve irade ile hareket sayesinde tabiat-üstüne ulaşmanın nasıl gerçekleştirilebileceğini göstermektir.” der bu felsefenin özünü Blondel’in eserinden alıntılayarak şöyle ortaya koyar “Ne kadar bayağı olursa olsun hiçbir hareket yoktur ki, içerisine ilahî varlık konulmuş olmasın, hiçbir hareket yoktur ki, bir tapınma doğurmasın. Hareketlerimizin her birinde içsel bir sonsuzluğun bulunduğu yolundaki müphem duygu, insanı bu ilahî varlığı bütün hayatı içerisine yaymaya sürüklüyor. Dinî hareket kendi başına öbürlerinden ayrı bir hareket değildir. Öbür hareketlerin hepsini kucaklamaya uzanır.”Bir varlık olarak insanın cevherini hareket oluşturur. İnsanı anlamak için onun hareketlerini anlamaya ihtiyacımız vardır. O hareketlerin toplamından oluşan dünyasını anlamak için de o denize dalmak gerekir. Bunu yapmadan insanı anlamak, onun tavır ve davranışlarını anlamak imkânsız noktaları, metotları ve hedefleri itibariyle Blondel ile hemen hemen aynı olan Nurettin Topçu’ya göre de hareket, insanın cevheridir. O, bu tür düşüncelerini bilhassa İsyan Ahlâkı’nda, İradenin Davası’nda, Var Olmak adlı eserlerinde ve Hareket dergisindeki pek çok yazısında ortaya âleminde, Evrende hareketKâinata baktığımızda, varlıklar âlemini tefekkürle seyrettiğimizde her yerde bir hareketin ve hareketliliğin var olduğunu görürüz. Yeryüzünde atomlar, canlılar, gökte kuşlar, bulutlar, onları harekete geçiren rüzgâr, hava akımları, yıldızlar, gezegenler, galaksiler… Bazıları bize hareketsizce, öyle duruyor gibi görünseler de orada ve onlarda daimî bir hareketin varlığı söz konusudur. Dünyanın hareket hâlinde olduğunu biliriz ama onun hareket ettiğini çok da gözümüzle fark edemeyiz. Bu, güneşin ışıkları, varlığın gölgesi sayesinde ancak fark edebildiğimiz bir gerçek olarak karşımıza durmaz da zaman durur mu, ruhlar sabit midir? Zaman durmadığı gibi ruhlarımız da daimî hareket hâlindedir. İç sesimizin neler söylediği, hayallerimizin nerelerde gezip dolaştığı herkesin kendi malumudur, öyle değil mi?Zaman dursaydı saatleri, geceyi, gündüzü, haftayı, ayları, yılları… bilebilir miydik? Mevsimlerin her birerinin ayrı ayrı güzelliklerine şahit olabilir miydik? Asırlar, binyıllar zihnimizde var olabilir miydi?Fıtratlar da durmaz, hareket onlar için de vardır. Onlar da hareket hâlindedir. Öyle olmasa bebeklik, çocukluk, gençlik, delikanlılık, olgunluk, yaşlılık, ileri yaşlılık, ihtiyarlık çağlarından bahsedebilir miydik? İnsan için olan bu kademelerin diğer canlılar için kendi türlerine ait türlü isimleri var. Onlardan haberdar olabilir miydik?Her şey faniAllah’tan gayri her varlık fanidir; yerinde durucu değildir, gidicidir. Fıtratı ve ruhu hareket hâlinde olan insanın kendisi sabit durabilir mi? O da hareket hâlinde, bu dünyada gezip gezip bir ağaç gölgeliğinde bir miktar gölgelendikten sonra bir başka âleme, ahirete, ebedi yurda hareket eder, edecektir de. Cahidî Ahmet Efendi dile gelsin de söylesin “Âkil isen can kulağın aç, nazar kıl sözüme/ Bir değirmendir bu dünyâ, öğüdür bir gün bizi/ … Âkil isen kıl seyâhat, git Resûlün yoluna/ Bir değirmendir bu dünyâ, öğüdür bir gün bizi.”Yunus Emre de “Dünya, bununla yedi gez doldu/ Ahir bizden de kalan dünyasın.” diyerek yedi rakamını çokluktan kinaye olarak kullanır ve bu dünyada kimsenin kalıcı olmadığını, herkesin gidici olduğunu sene aramızda oldukları hâlde, bu sene ebedi yurda göçmüş o kadar insanımız, yakınımız, dost ve arkadaşımız var ki!.. Geçen yaz, otuz beş yıl sonra ilk defa yüz yüze geldiğimiz bir arkadaşımı bundan beş ay önce ebedî âleme yolcu ettik. Daha on beş gün önce hakikatli bir komşumuzu ebediyete uğurladık…Beddiuzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye adlı eserinde bu gerçeğe dikkat çekerek “İnsan bir yolcudur. Bu yolculuk ise âlem-i ervahtan, rahm-i mâderden, sahavetten, gençlikten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırattan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.” der. Son durak ahiret yurdu için gerekli hazırların yapılmasını, orada lazım olacakların buradan tedarik edilmesini tavır ve davranışta üslupİnsanın hareket hâlinde olduğu bir gerçek. İnsan bu gerçeği nasıl yaşamalı, hareketinin rengi, renginin tonu nasıl olmalı? Evet, insan önce insan olmalı ve insanca davranmalı, öyle hareket etmeli. İnsanlıktan çıkan, kıskanç ve ruhu körelmiş Kabil gibi değil, insanın ruhunu ve fıtratını yansıtan Habil gibi olmalı; Nice hakları, hukukları, mal ve mülkleri gasp eden Firavun, Karun gibi değil, hak ve hakikatin mümessili Musa ve Harun gibi yaşamalı ve öyle hareket etmelidir. Alınmış âhlarla, yenmiş kul haklarıyla değil; alınan gönüllerle, o gönüllerden dilenen minnet dolu “Allah razı olsun”larla dolu bir ömür dünyadan Firavun, Karun gibi yaşayanlar da gitti, Musa, Harun gibi yaşayanlar da. Birincilere, ebedi olarak bir cehennem hayatı; ikincilere sonsuz güzellik ve nimetlerle donatılmış bir cennet ikramı kucağını açmış Said Paşa, hareketin olması gereken rengini ve tonunu ortaya koyar “Halkı tahrib eyleyip de kendin âbâd eyleme/ Bu cihanda ev yapıp ukbâyı berbad eyleme/ Nef’in için zâlim-i bî-rahme imdat eyleme/ Âlemi tenfir eden ahvali mu’tad eyleme/ Müstakim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni!” ne kadar da haklı değil mi bu ikazında?Günler devran edip dururYüce Mevlâ, Kitab-ı Kerim’inde “Şayet siz yara aldı iseniz, karşınızdaki düşman topluluğu da benzeri bir yara aldı. İşte Biz, Allah'ın gerçek müminleri ortaya çıkarması, sizden şehitler edinmesi, müminleri tertemiz yapıp kâfirleri imhâ etmesi için, zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez.” Âl-i İmran, 140 buyuruyor. Günlerin insanlar arasında dönüp durması sıkıntılarda, kederde olanlara ümit; sürür, neşe ve zevk içinde olanlara da derin bir baş döndürücü bir hızla gelişmesi karşısında hareketimiz de o nispette sürat kazanmış, iyilikler ve kötülükler o nispette çoğalmıştır. İyiliklerin çoğalması Allah’ın inayeti ve iyilerin çabasıyla mümkün olurken kötülüklerin çoğalması da şeytan ve avanelerinin, nefislerin dur durak bilmez, hız kesmez gayretleri hareketleriYeryüzünün hareketleri, sadece güneşin etrafındaki hareketiyle sınırlı değil. Onun bir de iç hareketleri var. Eskiden deprem olduğunda “hareket oldu” denirdi. Depremler, yeryüzünün silkinmesinden başka nedir ki? Elbette içten içe kaynamalar sebebiyle oluşan enerjinin boşalması vb. nedenlerle durum izah evet, yer kürenin iç hareketlerinin yüzeydeki varlıklara kendi yüzeyine etkisidir. Deprem sebebiyle farklı zamanlarda ve farklı yerlerde yüzlerce belki binlerce insan ölüyor. Ama bunun sorumlusu depremler değil; bizatihi insanların kendileri. İşte tam da bunun için derler ki “Deprem öldürmez, ihmal, çalıp çırpma, usul, esas ve kaidelere bağlı kalmama, onlara aykırı iş ve işler yapma öldürür.” Nitekim bunlara uyanların ülkesinde, depremden ölenlerin sayısı diğerlerine kıyasla yok ayak bir pergel gibi sabitHz. Mevlâna’nın bakış ve anlayışı içerisinde bir ayağımızla şeriata, dinimize, kendi iç değerlerimize, bizi biz yapan özelliklerimize sımsıkı bağlı kalarak diğer ayağımızla 72 milleti yani bütün dünyayı dolaşabiliriz. Kendinden ve değerlerinden şüphesi olmayanların başka kültürlerden korkmalarına gerek yoktur. Bu sebeple, sabit sağ ayağımızla sema ederek Allah’a kulluğumuzu ifa ve işaret edebiliriz. Hz. Mevlâna, “Her kul, her köle, azat edildiği zaman sevinir./ Rabbim, ben sana köle olduğum zaman/Sevinir bayram ederim.” diyor. Allah’a kulluk, aynı zamanda kula, nefsine ve nefislere kul olmaktan kaçınarak özgür olmanın hâlin gereği gibi hareket önemliAdab-ı muaşeret denilen “görgü kuralları”nın ana noktası diyebileceğimiz mukteza-yı hâl, yani, hâlin gereği gibi davranma; üslupta zamana, yere, duruma ve hitap edilen kişilere göre dili ayarlama, sözün söylendiği yerin, zamanın gerçek ve gereklerine uygun olmasına dikkat etmek çok önemlidir. Bu da hareketin renginin bir ayının manevi atmosferinden ziyadece istifade etmek için söz, fiil, tavır ve davranışlarımıza dikkat etmeli bu bağlamda birikim ve kültürümüzü artıracak kaynaklara yönelmeli, eserleri okuyup anlama yönünde çaba sarf etmekten geri olarak A. Cahit Zarifoğlu’ndan bir anekdotla sözü bağlayalım “Karasakal” derler bir muhterem Hoca Efendi varmış. Konya’da veya Karaman’da, bir Hac kafilesine rehberlik ederek otobüsle yola koyulmuşlar. Sınırı geçmişler. Hoca da koyu sigara tiryakisi. Öndeki koltuğunda şöyle arka sıralara doğru bakmış, hemen herkesin ağzında bir sigara, tüttüre tüttüre Hacca gidiyorlar. Aşka gelmiş -Ey Müslümanlar! demiş, nereye gittiğimizi hiç düşündünüz mü? Yolumuz Kutsal Kâbe’ye, Kara Donlu Beytullah’a, yani Allah’ın Evine. Peki şu hâlimiz ne? Elleriniz, ciğerleriniz, zihniniz şu meretle meşgul. Bu ne hâldir? Sigara içerken, nasıl tefekkür eder, dua eder, Hacca gidersiniz?” Bir Değirmendir Bu Dünya***Not Bütün İslam âleminin Ramazan-ı şerifleri mübarek olsun. Ramazan’ın vicdani uyanmalara, barış ve huzura vesile olmasını, düşmanlıkların, kederlerin son bulmasını, dert ve hastalıklardan insanlığın kurtulmasını Yüce Mevlâ’dan niyaz ederim. Hoş geldin, ey mübarek zaman!

bir değirmendir bu dünya sözleri